Bir avukat hayal edin savunduğu insanların suçlu olduğunu biliyor,hatta onlara ben sana dolandırıcılığı öğretiyor muyum? sorusunu bile yöneltebiliyor. Suçluları beraat ettirip,masum insanların ona parasının yetmeyeceğini savunuyor.Geceleri nasıl uyuduğu sorusuna lüks hayatını anlatarak cevap veriyor.
Bu avukat Hank Palmer'den(Robert Downey Jr.)başkası değil.Bir gün tam davanın ortasında annesinin ölüm haberini alıyor.
Evine gidip hazırlıklarını yapıyor.Biz de bu arada ilginç şeyler öğrenmeye başlıyoruz. Mesele Hank'ın 10-12 yaşlarında kızı Lauren (Emma Tremblay) büyükannesini o yaşına kadar hiç görmemiş. Mevzu ne demeye kalmadan Hank'ın babası ile arasının bayağı bozuk olduğunu öğreniyoruz,tıpkı kendisini aldatan ve boşanmanın eşiğinde oldukları eşi gibi.
Evine gidip hazırlıklarını yapıyor.Biz de bu arada ilginç şeyler öğrenmeye başlıyoruz. Mesele Hank'ın 10-12 yaşlarında kızı Lauren (Emma Tremblay) büyükannesini o yaşına kadar hiç görmemiş. Mevzu ne demeye kalmadan Hank'ın babası ile arasının bayağı bozuk olduğunu öğreniyoruz,tıpkı kendisini aldatan ve boşanmanın eşiğinde oldukları eşi gibi.
Hank Indıa'a annesinin cenazesine gider.Önce kardeşleri ile karşılaşır.Dale(Jeremy Strong) ve Glen (Vincent D'Onofrio).
Ardından yargıç olan babasını uzaktan izlemek için adliyeye gider.Baba Joseph Palmer(Robert Duvall) fazlasıyla katı kurallarını olan dürüst,hak yemeyen bir yargıçtır.
Neyse baba oğul karşılaşmasına geçeriz bırakın soğuk rüzgarları arada kasırgalar eser. İlginç diğer bir nokta ise çocukların babalarına "yargıç" diye hitap etmesi,anlaşılan o ki adamın mesleki kimliği babalık kimliğini dahi ezip geçmiş.
Hank gelmişken lise aşkıyla da karşılaşır,kasabaya yıllar sonra yapılan ziyaretlerin asla eksik olmayan unsurlarından biridir Hank'ın Sam(Vera Farmiga) ile karşılaşması...
Cenaze olur bu arada Hank babasının tekrar içkiye başladığından şüphelenir ve abisine ona göz kulak olmasını öğütler.
Hank babasıyla yola çıkacağı gün kavga eder ardından hışımla uçağına biner. Ve uçak havalanmadan kardeşinden bir haber gelir. Babası tutuklanmıştır. Yargıç yıllar önce cinayetten hapse gönderdiği Mark Blackwell'i arabayla ezmekle suçlanmaktadır. Hank babasının içki yüzünden bu kazayı yaptığını düşünür ve babasını savunmak ister.
İşin kötüsü yargıç hiçbir şey hatırlamamaktadır.
Üstelik üçkağıtçı oğlunun kendini savunmasını istemez bunu yerine beceriksiz C.P. Kennedy'i(Dax Shepard) tutar.
Ama işle umulduğu gitmez ve Hank babasının hapse gönderilmesini önlemek için kolları sıvar ve geçmişin sırlarını yavaş yavaş öğreneceğimiz bir macera başlar.
Gelelim yorumuma mahkeme filmlerini çok severim ama çok nadir izlerim nedense. Özellikle Bir Kaç İyi Adam yıllandıkça aklımda yer eden filmlerden.Bu filmin tam anlamıyla mahkeme filmi altında değerlendirmek istemiyorum başından sonuna değin çatır çatır cevap veren Hank karakteri dışında mahkeme ortamı pek çok mahkeme filmine göre çok nadir yansıtılmıştı çünkü filme bolca ailevi,duygusal sahnelere eklenmişti.Ama itiraf edeyim arada klişe sahneler barındırmasına,mahkeme sahnelerinden çok baba-oğul ilişkisine değinilmesi ve bolca duygusal,acındırcı sahnenin bir araya getirilmesine rağmen filmi beğendim.Ayrıca sonununu klişe yapmayalım bari demiş olmalarına memnun oldum. Karakterleri şöyle bir değerlendirsek hayatını üçkağıtçılığa adayan Hank ve dürüstlük abidesi babasının arasında çatışma çok güzel çizilmişti,geçmişte ne oldu acaba diye merak ettiriyordu. Azıcık gördüğümüz mahkeme sahneleri kaliteliydi hele jüri seçim sahnesi dört dörtlüktü.
Onun dışında oyunculuklar başarılıydı ama bence Hank'ın azıcık vicdan yapması ya da yaptığı vicdanı bize daha iyi yansıtması gerekiyordu bilemiyorum senaryo mu oyunculuk mu hatalı.80 yaşını geçmiş Robert Duvall'ın oyunculuk başarısı ise yıllar geçtikçe artan cinsten diye düşündürttü bana.
Son olarak şans verebileceğiniz,uzunluğuna rağmen sıkmayan,IMDb tarafından 7.5 alan ortalamanın üstü bir film The Judge.
Ardından yargıç olan babasını uzaktan izlemek için adliyeye gider.Baba Joseph Palmer(Robert Duvall) fazlasıyla katı kurallarını olan dürüst,hak yemeyen bir yargıçtır.
Neyse baba oğul karşılaşmasına geçeriz bırakın soğuk rüzgarları arada kasırgalar eser. İlginç diğer bir nokta ise çocukların babalarına "yargıç" diye hitap etmesi,anlaşılan o ki adamın mesleki kimliği babalık kimliğini dahi ezip geçmiş.
Hank gelmişken lise aşkıyla da karşılaşır,kasabaya yıllar sonra yapılan ziyaretlerin asla eksik olmayan unsurlarından biridir Hank'ın Sam(Vera Farmiga) ile karşılaşması...
Cenaze olur bu arada Hank babasının tekrar içkiye başladığından şüphelenir ve abisine ona göz kulak olmasını öğütler.
Hank babasıyla yola çıkacağı gün kavga eder ardından hışımla uçağına biner. Ve uçak havalanmadan kardeşinden bir haber gelir. Babası tutuklanmıştır. Yargıç yıllar önce cinayetten hapse gönderdiği Mark Blackwell'i arabayla ezmekle suçlanmaktadır. Hank babasının içki yüzünden bu kazayı yaptığını düşünür ve babasını savunmak ister.
İşin kötüsü yargıç hiçbir şey hatırlamamaktadır.
Üstelik üçkağıtçı oğlunun kendini savunmasını istemez bunu yerine beceriksiz C.P. Kennedy'i(Dax Shepard) tutar.
Ama işle umulduğu gitmez ve Hank babasının hapse gönderilmesini önlemek için kolları sıvar ve geçmişin sırlarını yavaş yavaş öğreneceğimiz bir macera başlar.
Gelelim yorumuma mahkeme filmlerini çok severim ama çok nadir izlerim nedense. Özellikle Bir Kaç İyi Adam yıllandıkça aklımda yer eden filmlerden.Bu filmin tam anlamıyla mahkeme filmi altında değerlendirmek istemiyorum başından sonuna değin çatır çatır cevap veren Hank karakteri dışında mahkeme ortamı pek çok mahkeme filmine göre çok nadir yansıtılmıştı çünkü filme bolca ailevi,duygusal sahnelere eklenmişti.Ama itiraf edeyim arada klişe sahneler barındırmasına,mahkeme sahnelerinden çok baba-oğul ilişkisine değinilmesi ve bolca duygusal,acındırcı sahnenin bir araya getirilmesine rağmen filmi beğendim.Ayrıca sonununu klişe yapmayalım bari demiş olmalarına memnun oldum. Karakterleri şöyle bir değerlendirsek hayatını üçkağıtçılığa adayan Hank ve dürüstlük abidesi babasının arasında çatışma çok güzel çizilmişti,geçmişte ne oldu acaba diye merak ettiriyordu. Azıcık gördüğümüz mahkeme sahneleri kaliteliydi hele jüri seçim sahnesi dört dörtlüktü.
Onun dışında oyunculuklar başarılıydı ama bence Hank'ın azıcık vicdan yapması ya da yaptığı vicdanı bize daha iyi yansıtması gerekiyordu bilemiyorum senaryo mu oyunculuk mu hatalı.80 yaşını geçmiş Robert Duvall'ın oyunculuk başarısı ise yıllar geçtikçe artan cinsten diye düşündürttü bana.
Son olarak şans verebileceğiniz,uzunluğuna rağmen sıkmayan,IMDb tarafından 7.5 alan ortalamanın üstü bir film The Judge.
Yorum Gönder