Kitap Künyesi
Adı:Şans Müziği
Orijinal Adı:The Music of Chance
Yazarı:Paul Auster
Çevirmen:Seçkin Selvi
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa:223
Jim Nashe için işlerin çığırından çıktığını ve olayların önün geçemediğinin belirtilmesi ile başlıyor kitap. Sonra geçmişe dönüyor ve Nashe'in yaşadıklarını ve onu şuan ki noktaya getiren olaylar silsilesini okuyoruz. Jim Boston'lı bir itfaiyeci,karısı onu terk etmiş,2 yaşındaki kızı Juliette'e işinden dolayı bakamayıp ablasının yanına Minnesota'a göndermiş.
Her şey böyle darmadağın olmuşken Jim meteliğe kurşun atarken yıllardır görmediği babasının ablasına ve kendisine 200.000 dolara yakın miras bıraktığını öğreniyor. Hal böyle olunca önce borçlarını kapatıyor,ardından kızını almak için işinden izin alıp yeni aldığı arabasıyla yollara düşüyor.Ama işler umduğu gibi gitmiyor,kızının halinden memnun olduğunu görüp onun yerini değiştirmemeye karar veriyor. Bu noktadan sonra yapacak bir şey kalmadığı için tekrar yola çıkıyor ve işte olanlar oluyor. Nashe izninin kalanını yollarda geçirmeye karar veriyor. Evet adam bildiğiniz yollar nereye götürürse oraya gidiyor,motellerde dinleniyor,tekrar yola çıkıyor. İzin bitip,Boston'a döndüğünde daha radikal bir karar alıp her şeyi satıp,işle ilişkisini kesip uzun vadeli olarak tekrar yollara düşüyor.(Nashe artık arabayla gezmeden yapamadığının farkına varıyor.) Bu durumun kısa süreceğini inanırken işin hiçte öyle olmayacağını anlıyor,dur durak bilmeden ,sıkılmadan, yorulmadan arabayla yolculuk edebileceğinin farkına varıyor. Ama işin tek kötü yanını da fark ediyor bu arada para bitince bu rüyanın da biteceği...
"Para,özgürlüğü için gerekliydi,ama özgürlükten bir parça daha satın alabilmek adına her para harcayışında,özgürlüğün bir başka parçasından da yoksun kalmış oluyordu."
Tam bir çıkmaza sürüklenirken karşısına Jack Pozzi çıkıyor. Pozzi bir poker oyuncu hem de öyle böyle bir oyuncu değil anlattıklarına bakılırsa kazanamayacağı oyun yok gibi,Nashe Pozzi ile konuştukça çıkmazını çözmek için bir yol buluyor.
Ve onlarca tesadüfün arka arkaya gelmesiyle tanışma şansına erişen bu ikilin sonunun nereye varacağını okumakta bize düşüyor.
Gelelim yorumuma Paul Auster ile Şans Müziği ile tanıştığımı belirterek başlayayım,ardından da kitaba bayıldığımı söyleyerek devam edeyim. O nasıl bir kitaptı öyle başından sonuna değin hayranlıkla okudum.
Kitabın en sevdiğim özellikleri bazen farklı ağızdan hikayeler dinlerken hemen o hikayenin içine okuyucuyu çekebilmesiydi,sonra kitap boyunca yazar sık sık dönüm noktasına gelmiş oradan başka bir dönemece geçmiş ve inanılmaz bir şekilde yazar her dönemece geçerken bizi şaşkınlıkta bırakabilmeyi başarmış.
Zaten sonu ise biz okuyuculara sağlam bir şok yaşatmış. Ve bütün bu hikayeyi o kadar akıcı bir dille anlatmış ki yazar son zamanlarda erişemediğim bir performansı bana tekrar yaşatmış ve bir günde 140 sayfa okuma vesile olmuş. Çevirisi,kurgusu,dili her şeyiyle on numara beş yıldız olan bu kitap herkese tavsiyemdir.
(Üniversitede okurken üniversitenin kütüphanesinde Paul Auster'in neredeyse bütün kitapları mevcuttu ve ben 4 senede bir kitabını bile okumadım,Şans Müziği'nin ardından okumadığım her kitabı için yas tutuyorum varın gerisini siz düşünün.)
Kitabın Goodreads Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinde olduğunu da hemen ekliyorum.
Jim Nashe için işlerin çığırından çıktığını ve olayların önün geçemediğinin belirtilmesi ile başlıyor kitap. Sonra geçmişe dönüyor ve Nashe'in yaşadıklarını ve onu şuan ki noktaya getiren olaylar silsilesini okuyoruz. Jim Boston'lı bir itfaiyeci,karısı onu terk etmiş,2 yaşındaki kızı Juliette'e işinden dolayı bakamayıp ablasının yanına Minnesota'a göndermiş.
Her şey böyle darmadağın olmuşken Jim meteliğe kurşun atarken yıllardır görmediği babasının ablasına ve kendisine 200.000 dolara yakın miras bıraktığını öğreniyor. Hal böyle olunca önce borçlarını kapatıyor,ardından kızını almak için işinden izin alıp yeni aldığı arabasıyla yollara düşüyor.Ama işler umduğu gibi gitmiyor,kızının halinden memnun olduğunu görüp onun yerini değiştirmemeye karar veriyor. Bu noktadan sonra yapacak bir şey kalmadığı için tekrar yola çıkıyor ve işte olanlar oluyor. Nashe izninin kalanını yollarda geçirmeye karar veriyor. Evet adam bildiğiniz yollar nereye götürürse oraya gidiyor,motellerde dinleniyor,tekrar yola çıkıyor. İzin bitip,Boston'a döndüğünde daha radikal bir karar alıp her şeyi satıp,işle ilişkisini kesip uzun vadeli olarak tekrar yollara düşüyor.(Nashe artık arabayla gezmeden yapamadığının farkına varıyor.) Bu durumun kısa süreceğini inanırken işin hiçte öyle olmayacağını anlıyor,dur durak bilmeden ,sıkılmadan, yorulmadan arabayla yolculuk edebileceğinin farkına varıyor. Ama işin tek kötü yanını da fark ediyor bu arada para bitince bu rüyanın da biteceği...
"Para,özgürlüğü için gerekliydi,ama özgürlükten bir parça daha satın alabilmek adına her para harcayışında,özgürlüğün bir başka parçasından da yoksun kalmış oluyordu."
Tam bir çıkmaza sürüklenirken karşısına Jack Pozzi çıkıyor. Pozzi bir poker oyuncu hem de öyle böyle bir oyuncu değil anlattıklarına bakılırsa kazanamayacağı oyun yok gibi,Nashe Pozzi ile konuştukça çıkmazını çözmek için bir yol buluyor.
Ve onlarca tesadüfün arka arkaya gelmesiyle tanışma şansına erişen bu ikilin sonunun nereye varacağını okumakta bize düşüyor.
Gelelim yorumuma Paul Auster ile Şans Müziği ile tanıştığımı belirterek başlayayım,ardından da kitaba bayıldığımı söyleyerek devam edeyim. O nasıl bir kitaptı öyle başından sonuna değin hayranlıkla okudum.
Kitabın en sevdiğim özellikleri bazen farklı ağızdan hikayeler dinlerken hemen o hikayenin içine okuyucuyu çekebilmesiydi,sonra kitap boyunca yazar sık sık dönüm noktasına gelmiş oradan başka bir dönemece geçmiş ve inanılmaz bir şekilde yazar her dönemece geçerken bizi şaşkınlıkta bırakabilmeyi başarmış.
Zaten sonu ise biz okuyuculara sağlam bir şok yaşatmış. Ve bütün bu hikayeyi o kadar akıcı bir dille anlatmış ki yazar son zamanlarda erişemediğim bir performansı bana tekrar yaşatmış ve bir günde 140 sayfa okuma vesile olmuş. Çevirisi,kurgusu,dili her şeyiyle on numara beş yıldız olan bu kitap herkese tavsiyemdir.
(Üniversitede okurken üniversitenin kütüphanesinde Paul Auster'in neredeyse bütün kitapları mevcuttu ve ben 4 senede bir kitabını bile okumadım,Şans Müziği'nin ardından okumadığım her kitabı için yas tutuyorum varın gerisini siz düşünün.)
Kitabın Goodreads Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinde olduğunu da hemen ekliyorum.
Yorum Gönder