Kitap Künyesi
Adı:Moskova'da Yanlış Anlama
Orijinal Adı:Malentendu a Moscou
Yazarı: Simone de Beauvoir
Çevirmen: Aysel Bora
Yayınevi:Yapı Kredi Yayınları
Sayfa:84
Sayfa:84
Yaşları bir hayli ilerlemiş olan bir çift Nicole ve Andre... Andre'nin önceki ilişkisinden olma kızı Macha'ı ziyarete gidiyorlar. Paris'ten Rusya'ya yaptıkları bu ziyaret altmışlı yılların ortasına denk geliyor.
"Seksen üç yaşındaki insanın bir geleceği yoktur;bu da şimdiki zamanın bütün güzelliğini alır götürür."
O dönem düşünüldüğünde Andre'nin aklındaki en önemli konu siyaset, haliyle Rus vatandaşlığına geçmiş kızı Macha ile sosyalizmle ilgili tartışmalara girişiyor.Arada da geçmişini düşünüp hüzünleniyor,yaşlandığı için yaşadığı ama takmamaya çalıştığı değişikliklerde tuzu biberi oluyor.
"Yine de,insan yaşlandıkça zenginleşiyor" dedi Macha. "Ben kendimi yirmi yaşında olduğumdan daha zengin hissediyorum. Sen öyle hissetmiyor musun?"
"Azıcık daha fazla; ve çok daha eksik."
"Ne kaybettin?"
"Gençliğimi."
Nicole ise yakında Irene adlı bir kadınla evlenecek olan oğlu Philippe'i bir nevi kaybettiği için üzülürken,bir taraftan da geçmişte yapamadığı şeyler için pişmanlık duymakta ayrıca Rusya gezisinde bazen sadece kocasıyla takılmak istiyor bu isteği de bir türlü yerine gelmediği için kızgınlığı artıyor.
"Öfkede ne yaman bir çelişki var,aşktan doğuyor ama aşkı öldürüyor."
Bir Nicole'in bir Andre'in düşüncelerini okuyor ve ikilinin küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden bu geziyi nasıl kötü bir yöne sürüklediğine şahit oluyoruz.
"İkinizin böyle... çocuklar gibi didişeceğiniz aklımın ucundan geçmezdi."
"Altmışından sonra mı?Ama bilirsin,yetişkinler,hatta ihtiyarlar nedir?Yaşları şişirilmiş çocuklar."
Gelelim yorumuma yazarın kalemi süperdi, özellikle olayları birbirine benzetme noktaları oldukça çarpıcıydı,nereden yakalamış bu ilişkiyi helal olsun dedim resmen .Ayrıca yer yer yaptığı tespitler oldukça sağlamdı.Karakterlerin düşüncelerini yazarken gerçekten dönemi ve cinsiyeti dört dörtlük yansıttığını da belirtmeden geçmeyeyim.
"Güneşin parlaklığını yakıcı çıplak haliyle yüz yüze geldiğinizde değil,kapalı panjurlar arasından süzüldüğünde çok iyi hissedersiniz."
Zaten konunun ilerleyişi bize güzel birçok derste sunuyor ,bir konuyu "konuşmak" yerine kafamızda evirip çevirmenin iki tarafa da faydası olmayacağından tutun, küçük bir yanlış anlamanın bedelinin büyük olabileceğine kadar... Yazara ve kitaba bayıldığım aşikar bunda çevirinin pürüzsüz olmasını sağlayan,oldukça cici bir kapakla kitabı bize sunan yayınevinin de payı büyük ekleyeyim hemen.
Özetle severek okuduğum ve önerebileceğim bir kitap.
"Yıldan yıla bilgisi arttığı halde,kendini daha da cahilleşmiş buluyordu."
"Seksen üç yaşındaki insanın bir geleceği yoktur;bu da şimdiki zamanın bütün güzelliğini alır götürür."
O dönem düşünüldüğünde Andre'nin aklındaki en önemli konu siyaset, haliyle Rus vatandaşlığına geçmiş kızı Macha ile sosyalizmle ilgili tartışmalara girişiyor.Arada da geçmişini düşünüp hüzünleniyor,yaşlandığı için yaşadığı ama takmamaya çalıştığı değişikliklerde tuzu biberi oluyor.
"Yine de,insan yaşlandıkça zenginleşiyor" dedi Macha. "Ben kendimi yirmi yaşında olduğumdan daha zengin hissediyorum. Sen öyle hissetmiyor musun?"
"Azıcık daha fazla; ve çok daha eksik."
"Ne kaybettin?"
"Gençliğimi."
Nicole ise yakında Irene adlı bir kadınla evlenecek olan oğlu Philippe'i bir nevi kaybettiği için üzülürken,bir taraftan da geçmişte yapamadığı şeyler için pişmanlık duymakta ayrıca Rusya gezisinde bazen sadece kocasıyla takılmak istiyor bu isteği de bir türlü yerine gelmediği için kızgınlığı artıyor.
"Öfkede ne yaman bir çelişki var,aşktan doğuyor ama aşkı öldürüyor."
Bir Nicole'in bir Andre'in düşüncelerini okuyor ve ikilinin küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden bu geziyi nasıl kötü bir yöne sürüklediğine şahit oluyoruz.
"İkinizin böyle... çocuklar gibi didişeceğiniz aklımın ucundan geçmezdi."
"Altmışından sonra mı?Ama bilirsin,yetişkinler,hatta ihtiyarlar nedir?Yaşları şişirilmiş çocuklar."
Gelelim yorumuma yazarın kalemi süperdi, özellikle olayları birbirine benzetme noktaları oldukça çarpıcıydı,nereden yakalamış bu ilişkiyi helal olsun dedim resmen .Ayrıca yer yer yaptığı tespitler oldukça sağlamdı.Karakterlerin düşüncelerini yazarken gerçekten dönemi ve cinsiyeti dört dörtlük yansıttığını da belirtmeden geçmeyeyim.
"Güneşin parlaklığını yakıcı çıplak haliyle yüz yüze geldiğinizde değil,kapalı panjurlar arasından süzüldüğünde çok iyi hissedersiniz."
Zaten konunun ilerleyişi bize güzel birçok derste sunuyor ,bir konuyu "konuşmak" yerine kafamızda evirip çevirmenin iki tarafa da faydası olmayacağından tutun, küçük bir yanlış anlamanın bedelinin büyük olabileceğine kadar... Yazara ve kitaba bayıldığım aşikar bunda çevirinin pürüzsüz olmasını sağlayan,oldukça cici bir kapakla kitabı bize sunan yayınevinin de payı büyük ekleyeyim hemen.
Özetle severek okuduğum ve önerebileceğim bir kitap.
"Yıldan yıla bilgisi arttığı halde,kendini daha da cahilleşmiş buluyordu."
Yorum Gönder