Kitap Künyesi
Adı: Asıl Gerçek
Orijinal Adı: The Whole Truth
Yazarı:David Baldacci
Çevirmen:Ozan Aydın
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa:574
Tüm dünya Konstantin adlı bir adamın Rus Hükümeti'nin kendisini ve pek çok Rus'u öldürdüğünü iddia ettiği video ile çalkalanmaktadır.
"Savaşlar.Başlatılması kolay,sonlandırılması zor olan şeylerdir."
Rusya bu videoyu her ne kadar yalanlasa da tüm dünya onlara karşı nefret söylemleri çoktan başlamıştır. Hatta insanlar bunca zamandır Rusya'yı birincil tehdit olarak algılamadıkları için başkanlarına kızmaktalar.
Ama bilmedikleri tek bir şey vardı o da bunların tamamıyla yalan olduğu.
"Gerçeği uydurup asıl gerçeği de insanların içini karıştırmaktan bıkacağı çöp yığınlarının altına atıyorlar,insanlarda bununla uğraşmak yerine onların önerdiği şeyi kabul ediyordu."
Dünyanın en zengin insanlarından biri olan Nicolas Creel büyük bir savunma şirketi olan Ares'in sahibidir. Creel dünyanın savaştan uzak ortamından dolayı para kaybettiği için ve dünyayı eski haline getirmek için fitili ateşleyen kişi olmuştur.
"Zeki bir adam zaferin mutlak bir şey olmadığını anlayabilirdi.Daha zeki bir adam ise yenilgiye uğradıktan sonraki aşamaları başarılı bir şekilde nasıl ele alacağını ve doğru adımları nasıl atacağını belirleyince gerçek anlamda hiçbir zaman yenilgiye uğratılamayacağını bilirdi.
Hepsinden daha da zeki olan bir adam ise kaybettiğinde dahi aslında kazanırdı"
Dünyanın en iyi algı yönetimi şirketlerinden biri olan Pender&Ortakları ile ortamı kızıştırmak adına anlaşmayı sağlamıştır.Şirket ise üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmiştir. Algı yönetimi nedir derseniz insanları tamamıyla yalan bir şeye inandırmaktır. Bakın gerçeği falan saptırmak değil direkt hazırlanmış yalana inandırmaktan bahsediyoruz hem de koca dünyayı. Misal Rusya'ya iki günde bütün dünyayı düşman etmek...
"Denizaltınız mı var?"
"Benim her şeyim var,Dick.Bunu bildiğini düşünmüştüm."
"Evet,ancak İtalyan yetimleri gezdiren bir denizaltı..."
Creel sözlerine devam ederek,"Her şeyin varsa paylaşmayı da bileceksin,"dedi.
Shaw nereye çalıştığını anlamadığımız ( dünyayı daha güvenli bir hale getirmeye çalışan bir kuruluş olduğunu iddia ediliyor) bir adam. Kabaca bir ajan,üstelik alanının en yeteneklisi öyle böyle bir şey değil. Frank adlı bir adamın altında çalışıyor. Tek isteği emekli olmak çünkü hayatını birleştirme kararı aldığı bir kadın var,Anna... Emin olun o kuruluş onu, öyle kolay kolay emekli etmeyecektir.
Shaw,"Tehdit edildiklerini anlayınca silahlarını kuşanmaya başlamışlar,"dedi.
Anna düşünceli bir şekilde ona baktı."Sorun da bu zaten.Silahlanan bir ulus tetiği çekme konusunda tez canlı olur."
Katie James Pulitzer Ödülü kazanmış bir gazetecidir. Hem de iki kere. Ama yaşadığı bir olay onu alkolün esiri yapınca düşüşü de bir o kadar hızlı olmuştur. Şimdi ölüm haberleri yazan bir gazetecidir. Hayatının değişmesine ramak kalmıştır çünkü Shaw görevdeyken Katie onun pis işler çevirdiği sezmiş ve hemen peşine düşmüştür. Emin olun ikilinin karşılaşması pek çok şeyin başlangıcı olacaktır.
"Shaw öleceğiz değil mi?"
"Muhtemelen.Neden?"
"Sadece emin olmak istedim."
Acaba Rusya’ya atılan iftiranın sonu nereye gidecek,dünya 3. Dünya Savaş’ını sürüklenecek mi,Shaw Anna ile mutlu bir yuva kurabilecek mi,Katie hayatını düzüne sokabilecek mi?
Gelelim yorumuma bu okuduğum ikinci David Baldacci romanı ilki Umuda Uyandığım Gün’dü ve severek okumuştum. İki roman tarz olarak birbirinden farklı olsa da yazarın kaleminin başarısı iki kitapta da hissediliyor.
Bu kitabı okurken kendinizi bir macera filminin kollarına bırakmışsınız gibi hissediyorsunuz. Üstelik oldukça sürükleyici ve ana karakterlerine anında ısınabileceğiniz macera. Hele Shaw’a…
Baldacci günümüzde popüler olamayan ama varlığı sürdüren algı yönetimi kuruluşlarına değinerek ve kitabın kurgusunu bu çerçevede ele alarak on numara bir iş başarmış.Konunun işlenişi ise yer yer esprili yer yer duygulu ama her daim sürükleyici. Çevirisi de güzel olunca akıcılığa engel teşkil edecek hiçbir şey kalmamış.(Ayrıca hemen araya sıkıştıralım kitabı okurken verilen mesajda çok hoş “gördüğün her şeye hemen inanma.”) Özetle sevdiğim beğendim ve önerebileceğim bir kitap oldu.
Tüm dünya Konstantin adlı bir adamın Rus Hükümeti'nin kendisini ve pek çok Rus'u öldürdüğünü iddia ettiği video ile çalkalanmaktadır.
"Savaşlar.Başlatılması kolay,sonlandırılması zor olan şeylerdir."
Rusya bu videoyu her ne kadar yalanlasa da tüm dünya onlara karşı nefret söylemleri çoktan başlamıştır. Hatta insanlar bunca zamandır Rusya'yı birincil tehdit olarak algılamadıkları için başkanlarına kızmaktalar.
Ama bilmedikleri tek bir şey vardı o da bunların tamamıyla yalan olduğu.
"Gerçeği uydurup asıl gerçeği de insanların içini karıştırmaktan bıkacağı çöp yığınlarının altına atıyorlar,insanlarda bununla uğraşmak yerine onların önerdiği şeyi kabul ediyordu."
Dünyanın en zengin insanlarından biri olan Nicolas Creel büyük bir savunma şirketi olan Ares'in sahibidir. Creel dünyanın savaştan uzak ortamından dolayı para kaybettiği için ve dünyayı eski haline getirmek için fitili ateşleyen kişi olmuştur.
"Zeki bir adam zaferin mutlak bir şey olmadığını anlayabilirdi.Daha zeki bir adam ise yenilgiye uğradıktan sonraki aşamaları başarılı bir şekilde nasıl ele alacağını ve doğru adımları nasıl atacağını belirleyince gerçek anlamda hiçbir zaman yenilgiye uğratılamayacağını bilirdi.
Hepsinden daha da zeki olan bir adam ise kaybettiğinde dahi aslında kazanırdı"
Dünyanın en iyi algı yönetimi şirketlerinden biri olan Pender&Ortakları ile ortamı kızıştırmak adına anlaşmayı sağlamıştır.Şirket ise üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmiştir. Algı yönetimi nedir derseniz insanları tamamıyla yalan bir şeye inandırmaktır. Bakın gerçeği falan saptırmak değil direkt hazırlanmış yalana inandırmaktan bahsediyoruz hem de koca dünyayı. Misal Rusya'ya iki günde bütün dünyayı düşman etmek...
"Denizaltınız mı var?"
"Benim her şeyim var,Dick.Bunu bildiğini düşünmüştüm."
"Evet,ancak İtalyan yetimleri gezdiren bir denizaltı..."
Creel sözlerine devam ederek,"Her şeyin varsa paylaşmayı da bileceksin,"dedi.
Shaw nereye çalıştığını anlamadığımız ( dünyayı daha güvenli bir hale getirmeye çalışan bir kuruluş olduğunu iddia ediliyor) bir adam. Kabaca bir ajan,üstelik alanının en yeteneklisi öyle böyle bir şey değil. Frank adlı bir adamın altında çalışıyor. Tek isteği emekli olmak çünkü hayatını birleştirme kararı aldığı bir kadın var,Anna... Emin olun o kuruluş onu, öyle kolay kolay emekli etmeyecektir.
Shaw,"Tehdit edildiklerini anlayınca silahlarını kuşanmaya başlamışlar,"dedi.
Anna düşünceli bir şekilde ona baktı."Sorun da bu zaten.Silahlanan bir ulus tetiği çekme konusunda tez canlı olur."
Katie James Pulitzer Ödülü kazanmış bir gazetecidir. Hem de iki kere. Ama yaşadığı bir olay onu alkolün esiri yapınca düşüşü de bir o kadar hızlı olmuştur. Şimdi ölüm haberleri yazan bir gazetecidir. Hayatının değişmesine ramak kalmıştır çünkü Shaw görevdeyken Katie onun pis işler çevirdiği sezmiş ve hemen peşine düşmüştür. Emin olun ikilinin karşılaşması pek çok şeyin başlangıcı olacaktır.
"Shaw öleceğiz değil mi?"
"Muhtemelen.Neden?"
"Sadece emin olmak istedim."
Acaba Rusya’ya atılan iftiranın sonu nereye gidecek,dünya 3. Dünya Savaş’ını sürüklenecek mi,Shaw Anna ile mutlu bir yuva kurabilecek mi,Katie hayatını düzüne sokabilecek mi?
Gelelim yorumuma bu okuduğum ikinci David Baldacci romanı ilki Umuda Uyandığım Gün’dü ve severek okumuştum. İki roman tarz olarak birbirinden farklı olsa da yazarın kaleminin başarısı iki kitapta da hissediliyor.
Bu kitabı okurken kendinizi bir macera filminin kollarına bırakmışsınız gibi hissediyorsunuz. Üstelik oldukça sürükleyici ve ana karakterlerine anında ısınabileceğiniz macera. Hele Shaw’a…
Baldacci günümüzde popüler olamayan ama varlığı sürdüren algı yönetimi kuruluşlarına değinerek ve kitabın kurgusunu bu çerçevede ele alarak on numara bir iş başarmış.Konunun işlenişi ise yer yer esprili yer yer duygulu ama her daim sürükleyici. Çevirisi de güzel olunca akıcılığa engel teşkil edecek hiçbir şey kalmamış.(Ayrıca hemen araya sıkıştıralım kitabı okurken verilen mesajda çok hoş “gördüğün her şeye hemen inanma.”) Özetle sevdiğim beğendim ve önerebileceğim bir kitap oldu.
Yorum Gönder